Fizik Tedavi ile Can Dostlarınızın Yaşam Kalitesini Artırın!

Hayvan yaşamı, ekolojik denge itibariyle insan yaşamı için oldukça gerekli ve vazgeçilmezdir. Bunun yanında hayvanlar, sadık, güvenilir ve eşsiz saf sevgileri olan canlılardır. Onlarla evinizi, bahçenizi, sokağınızı kısacası hayatınızın her anını paylaşırsınız. Özellikle evinizi paylaştığınız, yaşamınıza ortak ettiğiniz bu canlılar, evinizin bir bireyi, yaşamınızın bir parçası haline gelir ve dolayısıyla onların yaşadığı veya yaşayacağı herhangi bir sağlık sorunu, kaza, yaramazlıkları nedeniyle düşme, çarpma gibi durumlardan kaynaklı olarak rahatsızlanmaları sizi de üzer. Hayvanların yaşamlarını sorunsuz giderebilmeleri ya da oluşacak sağlık sorunlarını en aza indirgemek için son yıllarda değerinin daha çok bilindiği, sağlık alanının en önemli mesleklerinden biri de veteriner hekim olmaktadır. Veteriner hekimlik alanında en önemli bölümlerden biri fizik tedavi ve rehabilitasyondur.

Fizik Tedavi Uygulamaları

Hayvanlar da insanlar gibi birçok sebepten hasta olabilmektedir. Bunlardan bir tanesi, hareketli bir canlı olmaları nedeniyle, özellikle kedi ve köpeklerde yüksekten düşmeden kaynaklı kırıklar, çatlaklar oluşmaktadır. Bu kırık ve çatlaklar can dostların hem çok acı çekmesine hem de hareket kabiliyetlerinin kısıtlanmasına neden olmaktadır. Bu sebepler dışında, can dostlar doğuştan gelen beyin ve omurilik hastalıklarına, beyindeki ve omurilikteki sinirlere baskı yapan tümörlere bağlı olarak felçli doğmakta yada sonradan felç geçirmektedir. İşte fizik tedavi ve rehabilitasyon can dostların yukarıda bahsedilen ve daha pek çok farklı hastalıklarında onlara tıbbi bir destek olmaktadır. Bu tedavide uygulanan yöntemler ise, ciddi boyutlardaki kırık ve çatlaklarda, beyin ve omurilikte sinirlere baskı yapan tümörleri temizleme veya basıyı ortadan kaldırma ameliyatı sonrası egzersiz uygulama, sıcak-soğuk uygulama, birtakım terapi yöntemleri olabilmektedir. Aşağıda bu terapi ve tedavi yöntemlerini okuyabilirsiniz.

Masaj terapisi; bu terapi yöntemi, genellikle kırık ve çatlaklardan sonra eklem hareket kısıtlılığından dolayı oluşan, kireçlenme rahatsızlığından kaynaklanan ağrılar için uygulanır. Masaj terapisi yöntemi ayrıca, can dostların kas gerginliğini rahatlatarak, esnekliklerini tekrar geri kazanmalarına yardımcı olur.

Termoterapi; bu terapi yöntemi, yukarıda bahsedilen sıcak-soğuk uygulamasıdır. Termoterapi yöntemi, can dostların kas ağrılarında, iltihap ağrılarında kasları gevşeterek rahatlamalarını sağlar. O bölgelerde kan dolaşımının düzenlenmesine yardımcı olmaktadır.

Pasif aktif hareket tedavisi; bu tedavi uygulamalarında pasif hareket tedavisi olarak, hasta olan küçük dostunuzun sakin zamanında veya onu önceden sakinleştirerek, kırık ve çatlakların tedavisi sonrasında ve ameliyat sonrası oluşan eklem sertliği, kas gerginliğini azaltmak, zayıflamış fonksiyonları güçlendirmek için yatış veya rahat pozisyondayken terapistin hareket yaptırması ile uygulanır. Aktif hareket tedavisinde de can dostunuz hareket kabiliyetini belli bir düzeyde geri kazandıktan sonra ona terapist eşliğinde onun durumuna uygun birtakım egzersiz programı ile hareket ettirilir. Böylelikle eski kabiliyetlerini geri kazanması sağlanır.

Fizik Tedavi Hakkında Bilgiler

Kliniğimiz fizik tedavi ve rehabilitasyon kapsamında görev yapan alanında bilgili, tecrübeli veteriner hekim (terapist) personeli yukarıda sözü edilen tedavilerin yanında can dostunuzun durumunda gerekli gördüğünde TENS tedavisi, hidroterapi gibi tedavi yöntemlerini de uygulamaktadır. Kliniğimizin Üsküdar veteriner kliniği, Acıbadem veteriner ve Kadıköy veteriner hekimliği ve klinik hizmetleri de bulunmaktadır. Dilerseniz bu klinik merkezlerimizdeki hizmetlerden de yararlanabilirsiniz.

Kedi ve köpek bakımı

“Halsiz şekilde birkaç gündür yatan köpeğim için endişelenip Vet216 ya götürdüm. Soğukkanlılık ve bilgili doktor sayesinde köpeğim şuanda eskisi koşmaya ve oynamaya başladı. TEŞEKKÜR EDERİM :)”

Gözde Sevmez
Aydınevler veteriner kliniği

“Yol üzerinde gördüğüm bakımsız bir köpeği hem kontrollerini yaptırmak için hem de sağlıklı olması için kliniğe götürdüm. İyi yürekli insanlar çalışanlar. Tavsiye ederim. Pandemi sürecini gerçekten benimseyen bir klinik. Alınan önlemler harika.

Elif Erdoğan

Sıkça Sorulan Sorular

Sıkça yaşanılan problemler ve yanlış bilinen doğruları sizin için derledik.

Öncelikle mutlaka bir veteriner kliniğine götürerek ilk muayenesini ve hekiminizin gerekli gördüğü işlemleri yaptırınız. Sonrasında ise hekiminizin yönlendirmesine göre ilerleyebilirsiniz.
Kedinizi yaşına uygun mamayla besleyebilirsiniz. Mama tercihiniz kuru ve yaş mamadan yana olmalıdır. Maması kesinize gerekli vitamin, minareler ve proteini sağlayacaktır. Ekstra olarak başka birşey vermenize gerek yoktur. Mama seçimlerinizde özellikle veteriner seri üst kalite mamalar tercih etmeniz beslenmesi açısından çok daha iyi olacaktır.
Uzun tüylü hayvanlarda tüyleri düzenli olarak taramak çok önemlidir. Günlük olarak tüyüne uygun bir tarakla tarayıp haftalık olarak da furminator tarakla tarama yapıldığında hem deriye hava aldırıp tüy dökülmesinin önüne geçmiş olursunuz hem de kıtık dediğimiz tüylerdeki keçeleşmeleri önleyerek sağlıklı tüy çıkışını sağlarız. Çok uzun tüylü hayvanlarda ise düzenli traş da bu rutine eklenebilir. Pet kuaförünüz bu konuda size yol göstererek destek olacaktır.
Yurtdışına çıkış için belli prosedürler bulunmaktadır. Kısaca bahsetmek gerekirse evcil hayvanınızın mikroçipi ve kuduz aşısı olması gerekmekte ve kan örneği alınarak kuduz titre testi yapılması gerekli. Bu testin sonucu çıktıktan sonra ise yaklaşık 3 aylık bir karantina süreciniz bulunuyor. Toplamda 6 aylık bir süreciniz bulunmakta. Daha detaylı bilgi için öncelikle uçuz yapacağınız havayolu, gideceğiniz ülkenin konsolosluğu ve hekiminizle görüşerek bu süreci rahatça atlatabilirsiniz.
Hayvanlarda ara sıra hapşırma normal olarak karşılanır. Ama evcil hayvanınız üst üste hapşırıyorsa veya hapşırmaya eşlik eden başka şikayetleriniz de varsa aksatmadan bir veteriner kliniğine götürerek kontrollerini yaptırınız.
  • Kedi ve köpekler ot yiyerek beslenen yani otçul hayvanlardan değildir. Oysa bir çok kedi ve köpek sahibi kedi ve köpeğinin ot yediğini görmüştür.
  • Çoğu zaman köpek veya kedi ot yediği zaman kusar, buda ot yediği için mi kusar, yoksa kusacağı zaman mı ot yer sorusunu beraberinde getirir.
  • Ancak kedi ve köpekler özellikle kediler sürekli kendilerini yalayan ve temizliğini bu şekilde yapan hayvanlardandır.Ayrıca vücutta bulunan dış parazitleride patilerinin yanında dişleriyle uzaklaştırmaya çalışmaları da tüy yutmalarına neden olmaktadır. Yedikleri otun içerisin de bulunan selüloz sayesinde yutulan tüyler yumuşatılarak kusma yoluyla dışarı çıkarılabilmektedir.
    Tam ve dengeli besin alamayan kedi ve köpeklerin de ot yediği az da olsa görülmektedir. Böyle bir sorun yaşandığında besinlerine yapılan takviyeler, öğün saatlerinin ve miktarlarının ayarlanması ile bu sorunu gidermek mümkün olabilir.
  • Kısaca özetlenirse köpek ve kedilerin ot yemesi gayet doğal bir davranış biçimidir. Ancak evde bulunan bazı bitkiler ve çiçekler hayvanlar için zehirli olabilir.Bu konuda çok dikkatli olunmalıdır. Bu nedenle bahçeye ve sokağa çıkamayan kedilerin yemesi için hazır satılan ekilebilir, paketler içinde ürünler de bulunmaktadır.

Kedi ne yer ne içer diye sorulsa herhalde akla ilk gelen şey süttür. En doğal besinlerden olan süt fazla miktarda verilirse kediniz sütü sindiremeyeceğinden kolaylıkla ishal olacaktır. Çünkü süt her kedi için sindirimi pek de o kadar kolay bir içecek değildir. Bu sebeple kedilere süt verirken daha özenli olunması ve onların bire bir oranında sulandırarak sindirebileceği ölçüde verilmesi gerekir. Süt protein ve yağ açısından zengin bir içecektir. Ama bu zengin içerik kedilerin sindirimini oldukça zorlar. O yüzden genelde 4 kg. ağırlığındaki bir kediye 1/4 litre kadar verilen süt bizce küçük bir kapmış gibi görülse de kediniz için ağır bir yemek olacaktır. Laktoz, süt şekeride denilen, süte tat veren bir maddedir. Laktoz duyarlılığı insanlar dahil tüm memelilerde görülen bir durumdur. Sebebi vücutta laktozu sindirmeye yarayan laktaz enziminin bulunmamasıdır. Aşırı süt içilmesi durumunda sütteki laktoz yeterince sindirilemez ve kalın barsaklara giden laktoz bu durumda barsaklarda bakterilerin çoğalmasına ve barsak enfeksiyonlarının oluşmasına ya da barsaktan vücuda yayılan diğer enfeksiyonların başlamasına sebep olur. Kedinize süt verirken ölçünüz şu olmalıdır. Kedinizin 1 kg. ağırlığının karşılığında 1 gram kadar laktozu sindirmesi mümkündür. Yani 4 kiloluk bir kedi için 4 gramdan fazla laktoz içeren süt verilmemelidir. Peki laktozun ölçüsünü nasıl anlayacaksınız. Pastörize sütlerin kabında içerdiği materyaller yazmaktadır. Sütün litre ölçüsüne kıyaslayarak laktoz dozajını ayarlayabilirsiniz. Ayrıca kedinize süt verirken verilecek süt kadar su eklemeyi unutmamalısınız. Bu sindirimi daha kolaylaştıracaktır. Önemli bir hatırlatma, süt asla suyun yerini tutmaz. Kedinize süt verdiğiniz için suyu kesmemelisiniz. Su, sütten çok daha önemli ve zorunlu bir içecektir. Her daim taze tutulmaya çalışılmalıdır.

  • Ağız, burun, göz, kulak veya doğal vücut boşluklarından anormal akıntı
  • Aşırı uyku hali gibi anormal davranışlar.
  • İştah kaybı, aşırı kilo kaybı veya aşırı kilo alması,aşırı su tüketimi
  • Vücutta gelişen anormal şişkinlikler.
  • Yatıp kalkarken zorlanma
  • Vücudun herhangi bir bölümünü sürekli yalaması ve ısırmaya çalışması
  • Tüylerin düzensiz, donuk ve mat olması. Deride kepeklenme ve lokal tüy dökülmesi
  • Açık yaralar
  • Nefeste ve ağızda kötü koku ve dişlerde aşırı tartar birikimi
  • Hayvanda kabızlık veya ishal hali.

Yüksekten düşme olgularında kırık şekillenmemiş olsa dahi 48 saatlik kritik bir süreci vardır. 48 saat içinde iç kanama riskine karşılık 4-8 saat aralıklarla kanama durdurucularının yapılması gerekmektedir.

Böyle durumlarda vakit kaybetmeden en yakın veteriner sağlık merkezine başvurmanızı öneririz.

Başka sorularınız varsa lütfen bizimle iletişime geçin.