Beslenme Danışmanlığı

Hayvanlarımızı gün aşırı mamalarla besliyoruz. Ancak bunu doğru şekilde mi yapıyoruz? Hayvanımızın karnının doyması onun doğru ve dengeli beslenme yaptığı anlamına mı geliyor? Tabi ki hayır. Biz küçük dostlarımızın dengeli beslendiğini düşünürken aslında onlar yetersiz ve belki de olduğundan daha fazla besleniyorlar. Bu durum sonucunda da hayvan dostlarımız hastalanabiliyorlar. Aşırı kilo sonucu karaciğer, kalp hastalıkları, obezite, aşırı zayıflık, metabolizmanın dengesizliği, ishal ve kusma, alerjiler, gastrit gibi pek çok problem ortaya çıkıyor. Bu problemlerin önüne geçmek adına Koşuyolu veteriner, Acıbadem veteriner, Üsküdar veteriner kliniklerimizde hayvanlarımız için beslenme danışmanlığı yapılmaktadır.

Uzman veteriner hekimlerimiz hayvanlarınızın eski beslenme şekillerini iyi analiz edip, hayvanınızın hastalık durumuna, yaşına, kilosuna, boyuna ve pek çok durumu hakkındaki bilgilere göre hayvanlarınız için en ideal diyet ve beslenme planını oluşturacaktır. Küçük hayvan dostlarımızın besin ihtiyaçlarını tam karşılayacak doğru hazır mama veya diyet mama için hangisinin ve hangi markanın tercih edilmesi gerektiğine, ne miktarda tüketilmesi gerektiğine karar verilecektir. Uygulanan beslenme biçimi ve diyet planına uyulduğunda bu sağlıklı beslenme sonucunda küçük dostumuzun ne kadar sağlıklı, zinde ve mutlu göründüğüne inanamayacaksınız.

Hayvanlarımız için Doğru Beslenme

Küçük dostlarımızın tam olarak beslenebilmeleri için proteinler, karbonhidratlar, yağlar, mineraller ve vitaminler dengeli ve yeterli şekilde alınmalıdır. Bunlar yeterli alındığında ise küçük bedenleri dengeli bir metabolizmaya sahip olacak ve enerji üretebileceklerdir. Her hayvan türüne ve özelliğine göre beslenme ihtiyacı da değişmektedir. Bu aşamada ev yapımı beslenme biçimleri uygulanabileceği gibi hazır mamalar da kullanılabilmektedir. Hazır mamalar hayvanlarımızın ihtiyacı olabilecek bütün besinleri içerdiklerinden sıklıkla tercih edilirler. Bunların arasından kolay sindirilebilir ve yüksek proteine sahip olanları tercih etmek dostlarımız için daha iyi olacaktır. Barf beslenme yöntemine göre küçük dostlarımızı beslemek sindirimi kolaylaştırıp, bağışıklığı güçlendireceğinden bu yöntem sıklıkla tercih edilmektedir. Tabi bu yöntemlerin hepsi uzman veteriner hekimlerimizin kontrolü altında gerçekleşmektedir.

Uzman veteriner hekimlerimiz küçük dostlarımızın kalori alımlarını hesaplarlar ve hedef bir kilo belirlerler. Bu sonuçlar göz önüne alınarak dengeli bir beslenme ve diyet rutini oluşturulmaktadır. Küçük dostlarımızı her hafta kontrole getirerek bu beslenme rutininin işe yarayıp yaramadığı, eksiklerinin veya fazlalıklarının neler olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu kontroller sayesinde sağlıklı bir şekilde ilerleme kaydedilmektedir. Beslenme rutini dışında kendiniz hayvanınıza herhangi bir yiyecek vermemelisiniz. Bu rutini bozacak en önemli etkendir. Rutin dışında alınan besinler programı büyük ölçüde sekteye uğratmaktadır. Bu yüzden siz değerli hayvan sahiplerinden isteğimiz beslenme ve diyet rutinine katı bir şekilde uymanızdır. Hazırlanan rutin bir süre sonra stabil bir hal alacaktır. Bu durumda hayvan dostumuzun deri ve kıl yapısına, kemik ve diş problemlerine dikkat edilerek bu stabil beslenme rutini uygulanmaya devam edilmelidir. Ayrıca beslenme ve diyet programının yanı sıra uzman veteriner hekim önerisiyle küçük dostlarımıza yaptıracağınız egzersiz onların daha mutlu ve sağlıklı olmalarına yardımcı olacaktır.

Kedi ve köpek bakımı

“Halsiz şekilde birkaç gündür yatan köpeğim için endişelenip Vet216 ya götürdüm. Soğukkanlılık ve bilgili doktor sayesinde köpeğim şuanda eskisi koşmaya ve oynamaya başladı. TEŞEKKÜR EDERİM :)”

Gözde Sevmez
Aydınevler veteriner kliniği

“Yol üzerinde gördüğüm bakımsız bir köpeği hem kontrollerini yaptırmak için hem de sağlıklı olması için kliniğe götürdüm. İyi yürekli insanlar çalışanlar. Tavsiye ederim. Pandemi sürecini gerçekten benimseyen bir klinik. Alınan önlemler harika.

Elif Erdoğan

Sıkça Sorulan Sorular

Sıkça yaşanılan problemler ve yanlış bilinen doğruları sizin için derledik.

Öncelikle mutlaka bir veteriner kliniğine götürerek ilk muayenesini ve hekiminizin gerekli gördüğü işlemleri yaptırınız. Sonrasında ise hekiminizin yönlendirmesine göre ilerleyebilirsiniz.
Kedinizi yaşına uygun mamayla besleyebilirsiniz. Mama tercihiniz kuru ve yaş mamadan yana olmalıdır. Maması kesinize gerekli vitamin, minareler ve proteini sağlayacaktır. Ekstra olarak başka birşey vermenize gerek yoktur. Mama seçimlerinizde özellikle veteriner seri üst kalite mamalar tercih etmeniz beslenmesi açısından çok daha iyi olacaktır.
Uzun tüylü hayvanlarda tüyleri düzenli olarak taramak çok önemlidir. Günlük olarak tüyüne uygun bir tarakla tarayıp haftalık olarak da furminator tarakla tarama yapıldığında hem deriye hava aldırıp tüy dökülmesinin önüne geçmiş olursunuz hem de kıtık dediğimiz tüylerdeki keçeleşmeleri önleyerek sağlıklı tüy çıkışını sağlarız. Çok uzun tüylü hayvanlarda ise düzenli traş da bu rutine eklenebilir. Pet kuaförünüz bu konuda size yol göstererek destek olacaktır.
Yurtdışına çıkış için belli prosedürler bulunmaktadır. Kısaca bahsetmek gerekirse evcil hayvanınızın mikroçipi ve kuduz aşısı olması gerekmekte ve kan örneği alınarak kuduz titre testi yapılması gerekli. Bu testin sonucu çıktıktan sonra ise yaklaşık 3 aylık bir karantina süreciniz bulunuyor. Toplamda 6 aylık bir süreciniz bulunmakta. Daha detaylı bilgi için öncelikle uçuz yapacağınız havayolu, gideceğiniz ülkenin konsolosluğu ve hekiminizle görüşerek bu süreci rahatça atlatabilirsiniz.
Hayvanlarda ara sıra hapşırma normal olarak karşılanır. Ama evcil hayvanınız üst üste hapşırıyorsa veya hapşırmaya eşlik eden başka şikayetleriniz de varsa aksatmadan bir veteriner kliniğine götürerek kontrollerini yaptırınız.
  • Kedi ve köpekler ot yiyerek beslenen yani otçul hayvanlardan değildir. Oysa bir çok kedi ve köpek sahibi kedi ve köpeğinin ot yediğini görmüştür.
  • Çoğu zaman köpek veya kedi ot yediği zaman kusar, buda ot yediği için mi kusar, yoksa kusacağı zaman mı ot yer sorusunu beraberinde getirir.
  • Ancak kedi ve köpekler özellikle kediler sürekli kendilerini yalayan ve temizliğini bu şekilde yapan hayvanlardandır.Ayrıca vücutta bulunan dış parazitleride patilerinin yanında dişleriyle uzaklaştırmaya çalışmaları da tüy yutmalarına neden olmaktadır. Yedikleri otun içerisin de bulunan selüloz sayesinde yutulan tüyler yumuşatılarak kusma yoluyla dışarı çıkarılabilmektedir.
    Tam ve dengeli besin alamayan kedi ve köpeklerin de ot yediği az da olsa görülmektedir. Böyle bir sorun yaşandığında besinlerine yapılan takviyeler, öğün saatlerinin ve miktarlarının ayarlanması ile bu sorunu gidermek mümkün olabilir.
  • Kısaca özetlenirse köpek ve kedilerin ot yemesi gayet doğal bir davranış biçimidir. Ancak evde bulunan bazı bitkiler ve çiçekler hayvanlar için zehirli olabilir.Bu konuda çok dikkatli olunmalıdır. Bu nedenle bahçeye ve sokağa çıkamayan kedilerin yemesi için hazır satılan ekilebilir, paketler içinde ürünler de bulunmaktadır.

Kedi ne yer ne içer diye sorulsa herhalde akla ilk gelen şey süttür. En doğal besinlerden olan süt fazla miktarda verilirse kediniz sütü sindiremeyeceğinden kolaylıkla ishal olacaktır. Çünkü süt her kedi için sindirimi pek de o kadar kolay bir içecek değildir. Bu sebeple kedilere süt verirken daha özenli olunması ve onların bire bir oranında sulandırarak sindirebileceği ölçüde verilmesi gerekir. Süt protein ve yağ açısından zengin bir içecektir. Ama bu zengin içerik kedilerin sindirimini oldukça zorlar. O yüzden genelde 4 kg. ağırlığındaki bir kediye 1/4 litre kadar verilen süt bizce küçük bir kapmış gibi görülse de kediniz için ağır bir yemek olacaktır. Laktoz, süt şekeride denilen, süte tat veren bir maddedir. Laktoz duyarlılığı insanlar dahil tüm memelilerde görülen bir durumdur. Sebebi vücutta laktozu sindirmeye yarayan laktaz enziminin bulunmamasıdır. Aşırı süt içilmesi durumunda sütteki laktoz yeterince sindirilemez ve kalın barsaklara giden laktoz bu durumda barsaklarda bakterilerin çoğalmasına ve barsak enfeksiyonlarının oluşmasına ya da barsaktan vücuda yayılan diğer enfeksiyonların başlamasına sebep olur. Kedinize süt verirken ölçünüz şu olmalıdır. Kedinizin 1 kg. ağırlığının karşılığında 1 gram kadar laktozu sindirmesi mümkündür. Yani 4 kiloluk bir kedi için 4 gramdan fazla laktoz içeren süt verilmemelidir. Peki laktozun ölçüsünü nasıl anlayacaksınız. Pastörize sütlerin kabında içerdiği materyaller yazmaktadır. Sütün litre ölçüsüne kıyaslayarak laktoz dozajını ayarlayabilirsiniz. Ayrıca kedinize süt verirken verilecek süt kadar su eklemeyi unutmamalısınız. Bu sindirimi daha kolaylaştıracaktır. Önemli bir hatırlatma, süt asla suyun yerini tutmaz. Kedinize süt verdiğiniz için suyu kesmemelisiniz. Su, sütten çok daha önemli ve zorunlu bir içecektir. Her daim taze tutulmaya çalışılmalıdır.

  • Ağız, burun, göz, kulak veya doğal vücut boşluklarından anormal akıntı
  • Aşırı uyku hali gibi anormal davranışlar.
  • İştah kaybı, aşırı kilo kaybı veya aşırı kilo alması,aşırı su tüketimi
  • Vücutta gelişen anormal şişkinlikler.
  • Yatıp kalkarken zorlanma
  • Vücudun herhangi bir bölümünü sürekli yalaması ve ısırmaya çalışması
  • Tüylerin düzensiz, donuk ve mat olması. Deride kepeklenme ve lokal tüy dökülmesi
  • Açık yaralar
  • Nefeste ve ağızda kötü koku ve dişlerde aşırı tartar birikimi
  • Hayvanda kabızlık veya ishal hali.

Yüksekten düşme olgularında kırık şekillenmemiş olsa dahi 48 saatlik kritik bir süreci vardır. 48 saat içinde iç kanama riskine karşılık 4-8 saat aralıklarla kanama durdurucularının yapılması gerekmektedir.

Böyle durumlarda vakit kaybetmeden en yakın veteriner sağlık merkezine başvurmanızı öneririz.

Başka sorularınız varsa lütfen bizimle iletişime geçin.