Koruyucu Sağlık Hizmetleri

Koruyucu hekimlik, herhangi bir hastalığın daha kendini göstermeden önlenebilmesidir. Hastalarda bazı belirtiler yavaş yavaş görüldüğü için sahipleri tarafından durumunun tahmin edilmesi gerekmektedir. Ortaya çıkan olumsuz belirtilerin vakit kaybetmeden bir veteriner hekime gösterilmesi gerekir. Bu hastalığının erken teşhis edilmesine yardımcı olur. Koruyucu hekimlik yapabilen veteriner sayısı azdır. Bunun temel sebebi yeterince profesyonel donanıma sahip olunamamasıdır. Acıbadem veteriner kliniği içerisinde, evcil hayvanlarınızın her türlü dahili hastalığı, genel muayenesi ardından şüphelenilen bir soruna yönelik teşhis materyalleri laboratuvar, radyoloji ve mikrobiyoloji gibi yöntemler kullanılmaktadır. Deneyimlerimiz doğrultusunda, profesyonel ve donanımlı hekimlerimizce hasta teşhis ve tedavi olanağı bulmaktadır. Veteriner hekimlerimizin yaptığı teşhisin ardından, hastalara özel olarak hazırlanan tedavi yöntemleri, profesyonelce uygulanır. Evcil hayvanlarınız için koruyucu sağlık yararlanmak için kliniğimize bekliyoruz. Kliniğimizdeki muayene salonları her an acil müdahale yapılabilecek ekipmanlar ve hastaların jinekolojik muayene ve oftalmolojik muayenesinde kullanmak için her türlü ekipmanlar yer almaktadır. Kliniğimizde hastaların rahatlıkla dolaşabileceği, veteriner hekim stresi yaşamayacağı odalar bulunmaktadır.

Koruyucu Hekimler Neler Yaparlar?

Koruyucu hekimliğin amacı, herhangi bir hastalıkla karşılaşmadan gerekli önlemleri almaktır. Bu sebeple çoğu yerde koruyucu hekimlik aşılama olarak tanınmaktadır. Aşılama, hayvanın herhangi bir hastalığa yakalanması ve korunmasını sağlamak için yapılmaktadır. Evcil hayvanların dönemsel aşıları, periyodik dönemlerde yapılması gereken muayeneler, uygun beslenme planlamaları gerektiğinde diyet uygulamaları, parazitle mücadele, antiparaziter ve çevre sağlığı, hastanın bakımı gibi hizmetler koruyucu hekimlik kapsamında verilmektedir. Hastanın bakımı, beslenme takip ve bilgilendirmeleri hayvan sahipleri bu süreçte bilgilendirilerek yapılan işlemlere dahil edilmesi, sürecin tanıtılmasında ayrıca önemli bir konudur. Koruyucu hekimlik, evcil hayvanların devamlı olarak bakımlarının yapılması, aşılama veya parazitle mücadele gibi önemli konular vardır. Evcil hayvanlara koruyucu hekimlik hizmetler, kapsamında aşılarının sürekli takip edilmesi ve aşı yapılacak zamanın atlanmaması onu hastalıklardan korumak için oldukça önemlidir. Ayrıca, olası bir enfeksiyon ve parazit gibi bit durumla karşılaşıldığında takipleri ve tedavileri yapılır. Beslenme alışkanlıkları hakkında sahiplerinin bilgilendirilmesi ve danışmanlık verilmesi de koruyucu hekimlik hizmetine dahildir.

Koruyucu Hekimlik

Veteriner kliniklerindeki, koruyucu hekimliğin amacı hastanın hastalığa yakalanmadan korunmasını sağlamaktır. Özellikle de bulaşıcı hastalıklar evcil hayvanların hayatını en fazla riske atan hastalıkların en başında gelmektedir. Eğer bu hastalıklarla ilgili zamanında gerekli önlemler alınmaz ise viral hastalık sebebiyle birçok hayvan hayatını kaybedebilmektedir. Koruyucu hekimlik, ilerde oluşabilecek hastalıklar için önlem niteliği taşımaktadır. Bu yüzden herhangi bir hastalığın belirtisi olduğu zaman veteriner kliniklerinde yapılan sağlık kontrolü sayesinde hastalık yayılmadan durdurulur. Bu işlemler hem evcil hayvanların hem de sahiplerinin rahat etmesine yardım eder, aynı zamanda tedirginlikleri ortadan kaldıran bir uygulamadır. Evcil hayvan sahipleri koruyucu hekimlik ile beraber güvenle hayvan bakabilirler. Koruyucu hekimlikle, bulaşıcı hastalık kontrolü sık sık yapılarak gelecekte oluşabilecek her türlü hastalıklar engellenebilir.

Kedi ve köpek bakımı

“Halsiz şekilde birkaç gündür yatan köpeğim için endişelenip Vet216 ya götürdüm. Soğukkanlılık ve bilgili doktor sayesinde köpeğim şuanda eskisi koşmaya ve oynamaya başladı. TEŞEKKÜR EDERİM :)”

Gözde Sevmez
Aydınevler veteriner kliniği

“Yol üzerinde gördüğüm bakımsız bir köpeği hem kontrollerini yaptırmak için hem de sağlıklı olması için kliniğe götürdüm. İyi yürekli insanlar çalışanlar. Tavsiye ederim. Pandemi sürecini gerçekten benimseyen bir klinik. Alınan önlemler harika.

Elif Erdoğan

Sıkça Sorulan Sorular

Sıkça yaşanılan problemler ve yanlış bilinen doğruları sizin için derledik.

Öncelikle mutlaka bir veteriner kliniğine götürerek ilk muayenesini ve hekiminizin gerekli gördüğü işlemleri yaptırınız. Sonrasında ise hekiminizin yönlendirmesine göre ilerleyebilirsiniz.
Kedinizi yaşına uygun mamayla besleyebilirsiniz. Mama tercihiniz kuru ve yaş mamadan yana olmalıdır. Maması kesinize gerekli vitamin, minareler ve proteini sağlayacaktır. Ekstra olarak başka birşey vermenize gerek yoktur. Mama seçimlerinizde özellikle veteriner seri üst kalite mamalar tercih etmeniz beslenmesi açısından çok daha iyi olacaktır.
Uzun tüylü hayvanlarda tüyleri düzenli olarak taramak çok önemlidir. Günlük olarak tüyüne uygun bir tarakla tarayıp haftalık olarak da furminator tarakla tarama yapıldığında hem deriye hava aldırıp tüy dökülmesinin önüne geçmiş olursunuz hem de kıtık dediğimiz tüylerdeki keçeleşmeleri önleyerek sağlıklı tüy çıkışını sağlarız. Çok uzun tüylü hayvanlarda ise düzenli traş da bu rutine eklenebilir. Pet kuaförünüz bu konuda size yol göstererek destek olacaktır.
Yurtdışına çıkış için belli prosedürler bulunmaktadır. Kısaca bahsetmek gerekirse evcil hayvanınızın mikroçipi ve kuduz aşısı olması gerekmekte ve kan örneği alınarak kuduz titre testi yapılması gerekli. Bu testin sonucu çıktıktan sonra ise yaklaşık 3 aylık bir karantina süreciniz bulunuyor. Toplamda 6 aylık bir süreciniz bulunmakta. Daha detaylı bilgi için öncelikle uçuz yapacağınız havayolu, gideceğiniz ülkenin konsolosluğu ve hekiminizle görüşerek bu süreci rahatça atlatabilirsiniz.
Hayvanlarda ara sıra hapşırma normal olarak karşılanır. Ama evcil hayvanınız üst üste hapşırıyorsa veya hapşırmaya eşlik eden başka şikayetleriniz de varsa aksatmadan bir veteriner kliniğine götürerek kontrollerini yaptırınız.
  • Kedi ve köpekler ot yiyerek beslenen yani otçul hayvanlardan değildir. Oysa bir çok kedi ve köpek sahibi kedi ve köpeğinin ot yediğini görmüştür.
  • Çoğu zaman köpek veya kedi ot yediği zaman kusar, buda ot yediği için mi kusar, yoksa kusacağı zaman mı ot yer sorusunu beraberinde getirir.
  • Ancak kedi ve köpekler özellikle kediler sürekli kendilerini yalayan ve temizliğini bu şekilde yapan hayvanlardandır.Ayrıca vücutta bulunan dış parazitleride patilerinin yanında dişleriyle uzaklaştırmaya çalışmaları da tüy yutmalarına neden olmaktadır. Yedikleri otun içerisin de bulunan selüloz sayesinde yutulan tüyler yumuşatılarak kusma yoluyla dışarı çıkarılabilmektedir.
    Tam ve dengeli besin alamayan kedi ve köpeklerin de ot yediği az da olsa görülmektedir. Böyle bir sorun yaşandığında besinlerine yapılan takviyeler, öğün saatlerinin ve miktarlarının ayarlanması ile bu sorunu gidermek mümkün olabilir.
  • Kısaca özetlenirse köpek ve kedilerin ot yemesi gayet doğal bir davranış biçimidir. Ancak evde bulunan bazı bitkiler ve çiçekler hayvanlar için zehirli olabilir.Bu konuda çok dikkatli olunmalıdır. Bu nedenle bahçeye ve sokağa çıkamayan kedilerin yemesi için hazır satılan ekilebilir, paketler içinde ürünler de bulunmaktadır.

Kedi ne yer ne içer diye sorulsa herhalde akla ilk gelen şey süttür. En doğal besinlerden olan süt fazla miktarda verilirse kediniz sütü sindiremeyeceğinden kolaylıkla ishal olacaktır. Çünkü süt her kedi için sindirimi pek de o kadar kolay bir içecek değildir. Bu sebeple kedilere süt verirken daha özenli olunması ve onların bire bir oranında sulandırarak sindirebileceği ölçüde verilmesi gerekir. Süt protein ve yağ açısından zengin bir içecektir. Ama bu zengin içerik kedilerin sindirimini oldukça zorlar. O yüzden genelde 4 kg. ağırlığındaki bir kediye 1/4 litre kadar verilen süt bizce küçük bir kapmış gibi görülse de kediniz için ağır bir yemek olacaktır. Laktoz, süt şekeride denilen, süte tat veren bir maddedir. Laktoz duyarlılığı insanlar dahil tüm memelilerde görülen bir durumdur. Sebebi vücutta laktozu sindirmeye yarayan laktaz enziminin bulunmamasıdır. Aşırı süt içilmesi durumunda sütteki laktoz yeterince sindirilemez ve kalın barsaklara giden laktoz bu durumda barsaklarda bakterilerin çoğalmasına ve barsak enfeksiyonlarının oluşmasına ya da barsaktan vücuda yayılan diğer enfeksiyonların başlamasına sebep olur. Kedinize süt verirken ölçünüz şu olmalıdır. Kedinizin 1 kg. ağırlığının karşılığında 1 gram kadar laktozu sindirmesi mümkündür. Yani 4 kiloluk bir kedi için 4 gramdan fazla laktoz içeren süt verilmemelidir. Peki laktozun ölçüsünü nasıl anlayacaksınız. Pastörize sütlerin kabında içerdiği materyaller yazmaktadır. Sütün litre ölçüsüne kıyaslayarak laktoz dozajını ayarlayabilirsiniz. Ayrıca kedinize süt verirken verilecek süt kadar su eklemeyi unutmamalısınız. Bu sindirimi daha kolaylaştıracaktır. Önemli bir hatırlatma, süt asla suyun yerini tutmaz. Kedinize süt verdiğiniz için suyu kesmemelisiniz. Su, sütten çok daha önemli ve zorunlu bir içecektir. Her daim taze tutulmaya çalışılmalıdır.

  • Ağız, burun, göz, kulak veya doğal vücut boşluklarından anormal akıntı
  • Aşırı uyku hali gibi anormal davranışlar.
  • İştah kaybı, aşırı kilo kaybı veya aşırı kilo alması,aşırı su tüketimi
  • Vücutta gelişen anormal şişkinlikler.
  • Yatıp kalkarken zorlanma
  • Vücudun herhangi bir bölümünü sürekli yalaması ve ısırmaya çalışması
  • Tüylerin düzensiz, donuk ve mat olması. Deride kepeklenme ve lokal tüy dökülmesi
  • Açık yaralar
  • Nefeste ve ağızda kötü koku ve dişlerde aşırı tartar birikimi
  • Hayvanda kabızlık veya ishal hali.

Yüksekten düşme olgularında kırık şekillenmemiş olsa dahi 48 saatlik kritik bir süreci vardır. 48 saat içinde iç kanama riskine karşılık 4-8 saat aralıklarla kanama durdurucularının yapılması gerekmektedir.

Böyle durumlarda vakit kaybetmeden en yakın veteriner sağlık merkezine başvurmanızı öneririz.

Başka sorularınız varsa lütfen bizimle iletişime geçin.